Aberdeen: Denizin Çağrısı


Bugün adımımızı Aberdeen’e atıyoruz. 200,000’den fazla insana ev sahipliği yapan kozmopolit liman kenti Aberdeen, Glasgow ve Edinburgh’nın ardından İskoçya’nın en büyük üçüncü şehridir. Tarihi 8,000 yıl öncesine, ilk toplulukların Dee ve Don nehirlerinin çevresine yerleşmesine kadar dayanır. Aberdeen, Edinburgh’dan yalnızca 94 km ve Londra’dansa 649 km uzaklıktadır. Sahil boyunca uzanan kumsalları, deniz kokan sokakları, ılıman kış mevsimleri ve öncü ekonomisiyle bilinir. Öyle ki, 2012’de Aberdeen, Birleşik Krallık ekonomisinin ‘süper şehirleri’ listesinde sekizinci sırada yer almıştır ve bu açıdan İskoç şehirleri arasındaysa birinci konumdadır. Şehirdeki çoğu bina metalik gri renkte olduğu için, Aberdeen İngilizler tarafından “gümüş şehir” olarak da bilinir.

5 İlginç Bilgi

1 – Disney kalelerinin yaratımında Aberdeenshire’daki Craigievar Kalesi’nin model alındığı düşünülüyor.
2 – Aberdeen’in lakabı Granit Şehri’dir ve dünyanın en büyük ikinci granit binası Marischal College’ı bünyesinde barındırmaktadır.
3 – Aberdeen doğumlu astronom Sir David Gill ayın fotoğrafını çeken ilk insandır.
4 – Aberdeenshire bölgesi tüm İskoçya’da en fazla Scotch damıtımevine sahip bölgelerden biridir.
5 – Aberdeen’in, Houston (Amerika), Clermont-Ferrand (Fransa), Stavanger (Norveç) başta olmak üzere dünya çapında birçok kardeş şehri vardır.

Aberdeen’de Neler Yapılır?

Birleşik Krallık’taki en yüksek altı dağdan beşi, Aberdeenshire’daki Cairngorms Ulusal Parkı’nda yer alır. Devasa ormanların, şelalelerin ve özgür doğal yaşamın bulunduğu bu park, Aberdeen ziyaretinde mutlaka görmen gerekenlerin başında geliyor. Doğal yaşam demişken, Aberdeen limanındaki turlardan birine katılıp farklı türlerdeki birçok yunusu hatta minke balinalarını izleme şansı yakalayabilirsin. Deniz canlılarıyla vakit geçirmenin tatminini yaşadıktan sonra da enfes deniz manzarasını bir kez daha gözlerinin önüne serecek limandaki The Silver Darling restoranının mevsime özel hazırlanan yemeklerinden yiyebilirsin.
Tarih meraklılarıysa Lord Byron’ın Don Juan şiiriyle de ölümsüzleşen, 13. Yüzyılda inşa edilmiş Brig o’ Balgownie köprüsünü, Eski Aberdeen bölgesini ve 1495 yılında kurulmuş İskoçya’nın en eski üniversitelerinden King’s Colllege’ı mutlaka görmeli!

Aberdeenshire Ve Scotch

Damıtımevi açısından zengin Aberdeenshire’da üretilen Scotch’ları tek bir profilde birleştirmek zor olsa da bu bölgenin Single Malt’larının genellikle daha tatlı ve meyvemsi aromalara sahip olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle bu aromaları sevenler denizin yaklaşık 200 metre üstünde konumlanan ve Aberdeenshire’ın doğal kaynak sularını kullanan Ardmore Damıtımevi’ni görebilir veya Glendronach Damıtımevi’nde eğitimlere katılıp seçili Scotch’ların tadımını yapabilirler. Royal Lochnagar ise konuklarına daha geleneksel Scotch yapımına dair samimi turlar sunan yerlerden.

Aberdeen’e Nasıl Gidilir?

Aberdeen coğrafi konumu sebebiyle en rahat ulaşım sağlanabilen İskoç şehirlerindendir. Karayolu, demiryolu, hava ve deniz yollarıyla ulaşım sağlanabilen şehre gelmek için en çok tercih edilen yolların başında tabii ki Aberdeen Uluslararası Havaalanı’nı kullanmak gelir. Londra ve Amsterdam’dan bir saat, Paris’ten bir buçuk saatlik uçuşlarla gelinebilen havaalanına Avrupa’nın tüm büyük şehirlerinden ve tabii ki diğer İskoç şehirlerinden ulaşım sağlanabiliyor.
Ayrıca liman kenti olmasının avantajıyla deniz yollarının da oldukça gelişmiş olduğunu; hem Orkney hem de Shetland adalarından vapur seferleri yapıldığını söylemekte fayda var. İskoçya’nın doğasını yolculukta da kaçırmak istemeyenlerse Glasgow ve Edinburgh’dan iki buçuk saatlik bir araba yolculuğuyla şehre ulaşım sağlayabilir.
Çoğu İskoç şehrinde olduğu gibi Aberdeen’de de görülecek çok yer, keyif alınacak birçok etkinlik ve içilecek birçok Scotch var. Aberdeen’i, İskoçya seyahatinin hangi bölümüne koyacağını düşünüyorsan İskoçya’yı keşfettiğimiz diğer yazılarımıza buradan ulaşabilir ve seyahatinde #walktoSCOTCH’ı etiketleyebilirsin.
Biz yolculuğumuzun bir sonraki adımına hazırlanmaya başladık bile!

Etiketler
Paylaş