İskoçya benim için filmlerde ve dizilerde gördüğüm eşsiz doğa güzelliklerine rağmen, mutlaka görülmesi gereken yerler listemin üst sıralarında olmasa da bir ara gitmeyi planladığım ülkelerden biriydi. Romantik bir şekilde “Ta ki ilk viskimi tadana kadar…” diyebilmeyi çok isterdim; ama hikâye biraz farklı gelişti…
Bir sosyal medya projesi için Dublin’e davet edilmiştim ve orada yemek sonrası en isli ada viskilerinden birini ikram etmişlerdi (ve evet yanlış duymadınız, ilk Scotch’umu İrlanda’da tattım 🙂 İsli viskinin alışık olmadığım, kendine has güçlü karakteristiği yüzünden, yıllar sonra büyülü bir ülkenin ve kültürün kapılarını açacak olan Scotch ile aramıza minik bir mesafe girmişti.
Ta ki (işte sonunda benim #walktoscotch hikayem başlıyor) Ertan Engin ve Murat Çark’tan İskoçya’yı, İskoç Kültürü ve lezzetlerini dinleyene kadar. İskoçya’nın tarihi, ilham veren uçsuz bucaksız vadileri, nehirleri, romanlara konu olan mistik lokasyonları, yaşam suyu diye bilinen viskinin üretiminin yüzyıllardır aynı şekilde yapılıyor olması, arkasındaki inanılmaz emek ve sabır, viskilerin tatlarının üretildiği bölge ve damıtımevinin tekniklerine göre değişmesi gibi bilgiler ile büyülenmiştim.
Bir hikâyeye doğru yerden başlamanın ve kendi damak zevkinin farkında olmanın önemini bir kere daha anlamıştım. Dublin’de tattığım isli malt yerine belki de scotch yolculuğuma narin bir Lowland maltı veya dengeli bir harman (blended) viski ile başlasaydım, o aradaki birkaç kayıp yıl olmayacaktı. Neyse ki o ilk adımı tekrar attım ve kendi Scotch yolculuğum her geçen gün daha da renklendi.
Hatta o kadar renklendi ki viski kokteylleri konusuna da giriş yaptım. Evde sadece iki malzeme ile bile yapabileceğim, bence dünyanın en kolay kokteyli olan highball denemeleri ile başladım. Günlük hayatta karşıma çıkan tatları, kendi hikayelerim ve Scotch lezzetleri ile harmanlayarak, arkadaşlarım ve takipçilerimle paylaşmak beni inanılmaz heyecanlandırıyor. Onlardan gelen geri dönüşler sayesinde yeni reçeteler ortaya çıkıyor. Birlikte keşfediyor olmak da bambaşka bir keyif veriyor tabii.
İşte benim Scotch yolculuğumun bir kısmı; geri kalanı ise bundan sonra burada 😉