Eski bir inanışla kimileri için viski, üretiminden tüketimine erkeklere özgü bir içecek sanılsa da, aslında biraz daha yakından bakıldığında kadınların bu alanda ne denli büyük bir yere sahip olduğunu ve istihdam yarattıklarını görmemek elde değil. Öyle ki bu kadınlar, bununla da yetinmeyip viskinin gelişimine de ciddi katkılar sağladılar.
Daha önce 20. yüzyılda bir Scotch fabrikası işleten tek kadın olma özelliği taşıyan Bessie Williamson’dan bahsetmiş ve kendisinin viski endüstrisini ne denli büyütüp geliştirdiğini anlatmıştık.
Elbette Bessie bu alanda çalışan tek kadın değil. Daha da eski dönemlere gittiğimizde karşımıza Ellen Jane Corrigan, Augusta Dickel ve de Cardhu Damıtımevini’nin kurucularından Helen Cumming ile Elizabeth Cumming gibi birçok önemli isim çıkıyor.
Helen’in Hikayesi
Hikayemizde karşımıza ilk çıkan isimler Helen Cumming ve eÅŸi John Cumming. Çiftimiz Ä°skoçya, Archiestown’da bulunan Spey nehri yakınlarında birçok çiftçi gibi bir çiftlik alıyor ve yavaÅŸ yavaÅŸ da olsa içki imalatı iÅŸine baÅŸlıyorlar. ÇiftliÄŸi Mannoch Tepesi’nde oldukça yüksek bir yere konumlandırıyorlar. Bunun nedeni hem turbanın bu bölgede suyu yumuÅŸatabiliyor olması hem de jeopolitik olarak oldukça kritik bir konumda yer alması. ÇiftliÄŸe de ‘Cardhu’ adını veriyorlar. ‘Cardhu’ Ä°skoçya Galcesindeki ‘Carn Dubh’ kelimesinden türetiliyor ve kelime aslında ‘siyah kaya’ anlamına geliyor.
John tarım yapıp çiftçilik ile uğraşırken, Helen hem ev işlerini hallediyor hem de bir yandan viski imalatına başlıyor. Bu bağlamda Helen çok şahsına münhasır bir kadın. Güçlü duruşu ve zamanın koşullarına aldırış etmeden, bir kadın olarak bu mücadeleyi vermesi de takdire şayan.
Helen Cumming’in Kırmızı Bayrağı
Özellikle de viski imalatının tamamen yasa dışı olduğu bu dönemde çiftimiz, imalathaneyi Mannoch Tepesi’ne konumlandırarak aslında oldukça stratejik bir hamle yapıyorlar. Helen vergi memurlarının geldiğini gördüğü anda üstüne bir miktar un serpiştiriyor ve onları ev işleriyle ilgilendiğine ikna ediyor. Hatta bununla da kalmıyor; bazen onlara çay ikram ederek bir süre oyalıyor, bazense vergi memurlarını içeri davet edip bir gece konaklamaları için onlara yatak bile hazırlıyor. Bu esnada da diğer imalathaneleri uyarmak için çiftliğin çatısına kırmızı bir bayrak asıyor. Tabii bunu gören çocuklar imalatçılara gidip işareti haber veriyor ve onlar da harekete geçip önlem alıyorlar. Helen tüm bu işleri yıllarca yürüttü. Kendisi 98 yaşına geldiğinde 8 çocuğu ve 56 torunu vardı. Yani anlayacağınız börek de yaptı, viski de! Üstelik Helen başarıyı yalnızca ticarette de yakalamadı ve imal ettiği viskilerde ‘doğru’ formülü de kendisi buldu.
İmalathanenin Helen’dan Elizabeth’e Geçişi
1860 yılında Helen Cumming’in yerini oÄŸlu Lewis Cumming devraldı. Lewis de en az Helen kadar baÅŸarılı ve vizyon sahibi bir evlattı. Ä°malathanenin haftada satılan 240 galonluk üretimini 500 galona çıkardı. Ancak Lewis’in 1872 yılındaki erken ölümüyle beraber yönetim tıpkı Helen gibi bir kadın olan Lewis’in eÅŸi Elizabeth Cumming’e geçti. Ve asıl büyüme de onun zamanında baÅŸladı.
240 Galondan 3.3 Milyona
Elizabeth Cumming, 1884 yılında fabrikayı o kadar büyüttü ki haftada 500 galon üretim yapan bu damıtım evi bir anda bu sayıyı 1680 galona kadar çıkarttı. Ä°ÅŸletmede kullanılan bakır imbikler önce Glenfiddich’te yer alan içki fabrikasının sahibi William Grante’ye satıldı. Namı gittikçe duyulmaya baÅŸlayan imalathane, bir süre sonra Johnnie Walker and Sons’a Cardhu’da üretilen viskilerin harmanlarında kullanmaları için satıldı. Bu durum tarihi anlamda büyük bir önem taşıyor; çünkü bununla birlikte Elizabeth Cumming tarihte bilinen ilk malt içki imalathane sahibi oluyor.
Her ne kadar Elizabeth fabrikayı satmış olsa da, işlerden tamamen elini eteğini çekmedi. Aksine çiftlikte yaşamaya devam etti. Oğlu John Cumming’in de yönetim kurulunda yer almasını sağladı. Bununla da kalmadı; fabrikada çalışan tüm işçilerin bölge halkından olmasını ve eski düzende çalışan herkese istihdam sağlanmasına da yardımcı oldu.
Bölgeye elektriğin gelmesine önayak oldu. Mannoch Tepesi bu anlamda İskoçya’da elektriğin geldiği ilk lokasyonlardan biri oldu. İmalathane faaliyetlerine II. Dünya Savaşı’na kadar devam etti. Savaş döneminde arpanın az olması nedeniyle üretim bir süreliğine azaldı. Savaş sona erdikten sonraysa üretime daha modern ve daha teknolojik şekilde tekrar başladılar.
Cumming’in günlük 240 galonla başladığı bu süreçte artık yıllık 3.3 milyon litreye yakın üretim yapılıyor. Bu iki kadın sayesinde milyonlarca insana istihdam sağlanıyor. Helen’in girişimci ruhu ve Elizabeth’in bu denli güçlü bir vizyonu olmasaydı, kim bilir belki viski endüstrisinin gelişimi çok daha farklı olurdu…
Cumming ailesinin kadınları yalnızca viski üretmedi, onlar sadece ilk malt içki fabrikasını da kurmadılar; bu iki kadın, viski dünyasının ilk ve en güçlü kadınları oldular. Yılmadılar, pes etmediler, kendilerini eksik hissetmediler ve bir işe cinsiyetle yaklaşmadan sadece viski ürettiler.
O halde Helen ve Elizabeth Cumming başta olmak üzere, viski dünyasının tüm güçlü kadınlarına:

Sláinte! 🥃